duman dibine kadar from rabia sertce on Vimeo.
Etiketler: canlı performans, dibine kadar, duman, konser, video
Nikon'un 1974 yılından bu yana desteklediği ışık mikroskobu fotoğrafçılığı yarışması 'Nikon Small World', dünyanın bütün ülkelerinden katılımları kabul ederek bilimsel çeşitliliği de destekliyor. İşte yüzlerce kez büyütülen cisimlerin tabloyu andıran fotoğrafları...
Bu fotoğraf bir kar tanesine ait.
Kelebek kanadındaki pullar
Deniz yosunu (Pleurosigma)
Tuz tanesi
CD yüzeyi
Civciv embriyosu
Bu fotoğraf bir kar tanesine ait.
Kelebek kanadındaki pullar
Deniz yosunu (Pleurosigma)
Tuz tanesi
CD yüzeyi
Civciv embriyosu
Etiketler: büyük insan, gökhan türkmen
Başımı göğsüne yasladığımda, sesini duydum.
İşte o an anladım içimdeki saatli bombanın ne olduğunu.
Sende de vardı...
İşte o an anladım içimdeki saatli bombanın ne olduğunu.
Sende de vardı...
Dün gece saatli bir bomba koydum içime
Kendi kendime isteyerek ya da dolaylı yollardan ne önemi var
Neticesinde bomba içimde,
Ya patlayacak tüm benliğimle yok olacağım
Ya da etkisiz hale gelecek normal hayatımda yol alacağım.
Patlarsa yeni bir hayat tüm zorlukları ve bilinmezliği ile beni bulacak
Üzüntülerde olacak sevinçlerde
Patlamazsa eğer, içinde sıkıştığım dünya patlayacak ben yalnız kalacağım.
Önünde sonunda, olan olacak, giden gidecek, kalan kalacak ama
Korkuyorum,
Sıkıntılıyım,
Gerçeği kendimden saklasam da mutsuzum.
Mutlu olmanın neden bu kadar zor olduğunu değerlendirebilecek kadar ölümü sessiz bir şekilde bekleyebilecek miyim?
Yoksa aniden gelip kapımı çalacak mı?
Bilmek zor,
Karar vermek zor,
Çekip gitmek zor,
Kalıp beklemek zor,
Sen zorsun,
Seni beklemek zor,
Yeniye alışmak zor,
Mutlu olmak çok zor.
Ölüm saatli bir bomba…
Kendi kendime isteyerek ya da dolaylı yollardan ne önemi var
Neticesinde bomba içimde,
Ya patlayacak tüm benliğimle yok olacağım
Ya da etkisiz hale gelecek normal hayatımda yol alacağım.
Patlarsa yeni bir hayat tüm zorlukları ve bilinmezliği ile beni bulacak
Üzüntülerde olacak sevinçlerde
Patlamazsa eğer, içinde sıkıştığım dünya patlayacak ben yalnız kalacağım.
Önünde sonunda, olan olacak, giden gidecek, kalan kalacak ama
Korkuyorum,
Sıkıntılıyım,
Gerçeği kendimden saklasam da mutsuzum.
Mutlu olmanın neden bu kadar zor olduğunu değerlendirebilecek kadar ölümü sessiz bir şekilde bekleyebilecek miyim?
Yoksa aniden gelip kapımı çalacak mı?
Bilmek zor,
Karar vermek zor,
Çekip gitmek zor,
Kalıp beklemek zor,
Sen zorsun,
Seni beklemek zor,
Yeniye alışmak zor,
Mutlu olmak çok zor.
Ölüm saatli bir bomba…
İlginç Bir Hikaye, Hayatı Tersten Yaşamak...
1 Comments Published by Rabia SERTÇE on 09 Şubat 2009 at 22:57.Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir..
Şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak daha güzel,
Hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mi ?
Cami'de uyanıyorsunuz. Bir tahta
sandık içersinde, Herkes karsınızda
saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmiş
vaziyette.tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı,
Olgun ve ağırbaşlı olarak.
Herkes etrafınızda, büyük bir
İtibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi
Hazır.arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size
maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı
alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev....
Altmışlı yaslara kadar hersey garanti, huzur
içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün
çalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız gün
size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın
kol saati veriyor patronunuz.. Ve genel müdürlük
veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir
insan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karsınızda
el pençe divan...vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler
de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz.
Diğer hormonal aktiviteler artıyor,
fevkalade.....aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık üniversiteye
gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada babanız ortaya
çıkmış, "fazla çalıştın" diyor "artık eve dön, isi
bırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun..." keyfe
bakar misiniz ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden,
su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler,
kızların sayısı artıyor. Derken Anne ve babanız sizi
götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok
artık....
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur,
keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" Diyorlar..
Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı
bile Temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme
kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde
hazır. Bir gün karanlık ilik ve sıcak bir ortama
giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya
dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor,
sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir
ortamda yasıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir
hücre halini alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş bir
sevişmeyle hayatiniz bitiyor...
Can Dündar
Etiketler: benjamin button, can dündar, hayatı tersten yaşamak